DOLAR 32,3374
EURO 34,8108
ALTIN 2393,265
BIST 10276,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul °C

"Akaryakıtta yüksek vergi olduğuna dair iddialar son derece hatalı"

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, akaryakıtta dünya ortalamasının çok üzerinde, astronomik vergiler alındığına dair son derece hatalı, hiçbir gerçekliği olmayan bir bilgi dolaştığını belirterek, Türkiye’de AB ülkelerinden yüzde 14 daha düşük vergi alındığını söyledi.

"Akaryakıtta yüksek vergi olduğuna dair iddialar son derece hatalı"
11.08.2022 18:05
142
A+
A-

Bugün kamuoyunda, devletimizin akaryakıtta dünya ortalamasının çok üzerinde, astronomik vergiler aldığına dair son derece hatalı, hiçbir gerçekliği olmayan bir bilgi dolaşıyor. Oysa ekonomi yönetimi olarak uyguladığımız politikaları sonucunda Türkiye bugün ve motorinde ülkelerinin tamamından daha düşük vergi alan ülke konumuna gelmiştir.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 13. Büyükelçiler Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin masadaki gücü olan Türk diplomasisinin, akil ve müşfik hamleleriyle küresel bir marka haline geldiğini belirtti.

Türkiye’ye yönelik 1984-2001 döneminde toplam 13,5 milyar olan doğrudan yabancı yatırım tutarının, 2002’den bu yana neredeyse 20 kata yaklaşan bir artışla 244 milyar dolara ulaştığını ifade eden Nebati, büyükelçilerin de son dönem ihracat rakamlarında kaydedilen rekorların arkasında büyük emekleri bulunduğunu vurguladı.

Nebati, birçok ülkeyle serbest ve tercihli ticaret anlaşmaları imzalandığına işaret ederek, halihazırda 22 serbest ticaret anlaşması yürürlükteyken yenileri için de müzakerelerin devam ettiğini belirtti. Nebati, COVID-19 salgını ve sonrasında Rusya-Ukrayna Savaşı ile küresel ölçekte belirsizliklerin arttığı, ihtilafların barış ve istikrarı tehdit ettiği bir dönemden geçildiğini dile getirerek, "Tüm bu zorlu sınamalar karşısında ülkemiz hemen her alanda başarıyla ilerlemeye, yeni koşulların getirdiği fırsatları en iyi şekilde değerlendirmeye devam ediyor." dedi.

üyelik sürecinin stratejik öncelik olmayı sürdürdüğünü ifade eden Nebati, bu süreci reformlar, iletişim, vize serbestisi ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi yönünde ilerletmeye devam edeceklerini vurguladı.

"Bu açık bir etkisidir"

Finans Merkezinin de dünya çapındaki birçok finansal kuruluşa ev sahipliği yaparak Asya ile Avrupa arasında bir merkez olmayı hedeflediğine dikkati çeken Nebati, şöyle konuştu:

"Küresel diplomasinin son yıllarda gördüğü en somut başarılardan birisi, yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanı’mızın aktif girişimleri sonucunda Rusya, ve Türkiye arasında imzalanarak hızla işler hale gelen Tahıl Sevkiyatı Anlaşması olmuştur. Bu açık bir Recep Tayyip Erdoğan etkisidir. Bu tarihi anlaşma, katıldığım G20 toplantılarında da en önemli gündem maddelerinden biri olan küresel arz krizinin etkilerini hafifletmesi bakımından son derece stratejik bir öneme sahiptir. Cumhurbaşkanı’mızın diplomatik girişimleri ve bakanımızın organizasyon kabiliyetiyle İstanbul’da, savaşan tarafların Recep Tayyip Erdoğan etkisiyle bir araya getirilmesiyle imzalanan anlaşma, Ukrayna depolarında biriken 20 milyon tonun üzerindeki tahılın dünya piyasalarına sunulmasına imkan sağlamıştır. Böylelikle tüm dünyada özellikle fiyatlarındaki arz yönlü baskıların hafiflemesiyle birlikte fiyatların gevşemesine birlikte şahit oluyoruz. Tahıl sevkiyatı anlaşması ülkemizin stratejik aklının ve küresel sonuçlar üreten diplomatik başarılarının en somut örneklerinden biri olmuştur."

​​​​​"Cari işlemler dengemizde inşallah çok daha iyi noktalara geleceğiz"

Türkiye’nin 2022 yılının ilk çeyreğinde de güçlü ve dengeli eğilimini sürdürdüğünü ve yüzde 7,3 büyüme oranıyla G20 ülkeleri arasında en yüksek oranda büyüyen 3. ülke olduğunu belirten Nebati, "Dünyanın en büyük ekonomisi olan iki çeyrek üst üste küçülerek teknik resesyona girmiştir, birçok gelişmiş ülkede resesyon ihtimali konuşulurken, 2022 yılının ikinci çeyreği ve sonrasına ilişkin öncü göstergeler, ülkemizde ekonomik büyümenin devam ettiğine işaret ediyor. Nitekim IMF, 2022-2023 yılları için küresel ekonomideki büyüme beklentilerini aşağı yönlü düşürürken, ülkemizin büyüme beklentilerini trendin tersi yönde yukarı yönlü revize etmiştir." ifadelerini kullandı.

Nebati, mevcut küresel kriz atmosferine ve dönemsel bazı veriler üzerinden karamsarlık yayma yarışına girenlere rağmen büyüme, ihracat, gelirleri ve istihdam artışı gibi kritik göstergeler bakımından elde edilen somut başarıların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde verilen mücadelelerin sonuçları olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

"Bugün ülkemizin büyük potansiyelinin, milletimizin dirayet ve öz güveninin farkında olmayanlar, kendi karamsarlıklarını hiçbir şekilde teyit etmeyen tüm bu başarıları da asla telaffuz etmiyorlar. Oysa ekonomimiz zorlu küresel koşullara rağmen dinamizmini koruyarak güçlenmeye devam ediyor. İhracatta kırdığımız rekorlar ve turizmdeki hızlı toparlanma; küresel maliyetlerindeki sert artışlar kaynaklı cari işlemler dengesindeki bozulmayı da sınırlandırmıştır. Enerji maliyetleri hariç tutulduğunda cari fazla vermeye devam ediyoruz. Bugün açıklanan haziran ayı verilerine göre bir önceki yılın aynı ayına kıyasla 1,4 milyar dolar artış kaydederek 3,1 milyar dolar fazla verilmiştir. Nitekim, bu yılın ocak-haziran döneminde enerji hariç değerlendirildiğinde cari işlemler dengesinde 8,1 milyar dolar, yıllık bazdaki cari işlemler dengesinde de 35 milyar dolar fazla vermeyi başardık. Son haftalarda gevşeyen küresel enerji fiyatları düşüş trendini koruyarak normalleşmeye devam ederse, cari işlemler dengemizde de inşallah çok daha iyi noktalara geleceğiz. Kamu maliyesine baktığımızdaysa 2021 yılını yüzde 3’ün altındaki bütçe açığıyla kapatarak Maastricht Kriterini karşılayan nadir ülkelerden biri olduk."

Sağlam ve ihtiyatlı kamu maliyesi politikalarıyla Türkiye’nin dünya genelinden pozitif ayrışmaya devam etiğini, sektörünün de güçlü sermaye yapısı, yüksek aktif kalitesi ve karlılık oranlarıyla öne çıktığını anlatan Nebati, "Değerli Büyükelçilerimiz, sizler bulunduğunuz ülkelerde görev yapan en üst düzey hükümet temsilcilerisiniz. Ülkemizin çıkarlarını ve politikalarını temsil etmek üzere önemli roller üstleniyorsunuz. Bu kapsamda sizlerden istirhamım, ülkemizin güçlü makroekonomik temelini, sunduğu tüm fırsatları ve Türkiye Ekonomi Modeli’mizi görevli olduğunuz ülkelerdeki ilgili taraflara aktarmanızdır." diye konuştu.

"Enflasyonla mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz"

Türkiye’nin kuzeyinde baş gösteren savaşla birlikte artan enflasyonist baskı karşısında vatandaşları yalnız ve çaresiz bırakmadıklarını ifade eden Nebati, şunları kaydetti:

 

"Sabit ücretlerde yaptığımız yüksek oranlı artışlara ek olarak vatandaşlarımızın en çok ihtiyaç duyduğu gıda, elektrik, temel ihtiyaç maddeleri gibi kalemlerde vergi indirimleri sağladık. Artan enerji maliyetlerinden vatandaşlarımızın ve sanayicilerimizin en asgari düzeyde etkilenmelerini sağlamak için doğal gaz ve gibi kalemleri yüksek oranlarda sübvanseye devam ediyoruz. Bugün kamuoyunda, devletimizin akaryakıtta dünya ortalamasının çok üzerinde, astronomik vergiler aldığına dair son derece hatalı, hiçbir gerçekliği olmayan bir bilgi dolaşıyor. Oysa ekonomi yönetimi olarak uyguladığımız vergi politikaları sonucunda Türkiye bugün benzin ve motorinde AB ülkelerinin tamamından daha düşük vergi alan ülke konumuna gelmiştir. Benzin ve motorinde ülkemizde uygulanan vergiler AB ortalamasından yaklaşık yüzde 14 daha düşük seviyededir. Enflasyonla mücadeleye yönelik yaptığımız vergi indirimleri ve düzenlemelerle birlikte 2021 yılında 154 milyar lira vergi gelirinden vazgeçmişken, bu yıl da aldığımız ilave tedbirlerle 251 milyar lira vergi gelirinden feragat etmiş durumdayız."

Nebati, stratejik tarım ve gıda ürünlerinden bazılarına yönelik dış ticaret tedbirleri uyguladıklarını, tarımsal üretim maliyetlerini azaltmaya ve tarımsal üretimi artırmaya dönük GES yatırımlarını destek kapsamına aldıklarını belirterek, ayrıca ile iş birliği halinde Akkuyu’da nükleer enerji santrali inşasının devam ettiğini vurguladı. Enerji üretmeye başladığında Türkiye’nin ihtiyacının yüzde 10’unu bu santralden elde etmeyi hedeflediklerinin altını çizen Nebati, "Karadeniz’de keşfettiğimiz 540 milyar metreküplük doğal gaz rezervini de inşallah 2023 yılından itibaren kullanıma almış olacağız. Tüm bu çalışmalarımız sayesinde ilerleyen dönemde son zamanlarda yaşadığımız enerji fiyatlarındaki aşırı artışlardan çok daha az etkileneceğiz." dedi.

Finansal istikrarı güçlendirmek için birçok adım attıklarını dile getiren Nebati, Türk lirasını daha cazip hale getirmek ve döviz kurlarındaki oynaklığı azaltmak amacıyla Kur Korumalı Mevduat ve Katılma Hesabı (KKM) uygulamasını başlattıklarını, bu uygulamayla Rusya-Ukrayna Savaşı’nın ve artışlarının Türkiye ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisini sınırlandırdıklarını söyledi. Nebati, "Uygun maliyetli kredilerin yatırıma, ihracata ve istihdama yönlendirilecek şekilde doğru firma ve alanlarla buluşmasını sağlayacak, enflasyondaki ataleti kıracak selektif kredi politikalarını ve makro-ihtiyati tedbirleri de uygulamaya almaya devam ediyor, enflasyonla mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı.

"Yeşil finansmana yönelik önemli çalışmalar da gerçekleştiriyoruz"

Nebati, "Yeşil Büyüme"nin önemine dikkati çekerek, "Bu kapsamda, Avrupa Yeşil Mutabakat Eylem Planı’nı yayımladık. Bu planla ülkemizin yeşil dönüşümünü destekleyen ve 2021’den 2027’ye kadar olan süreci belirleyen bir çerçeve oluşturuldu. Paris Anlaşması’na taraf olduk. Ayrıca 2053 yılında net sıfır emisyona ulaşma hedefimizi de açıkladık. Yeşil dönüşüme finansman sağlamak amacıyla yeşil finansmana yönelik önemli çalışmalar da gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

Salgın sonrası süreçte tüm dünyanın, tedarik zincirlerinin yeniden kurgulandığı, üretim ve lojistik merkezlerinin tekrar belirlendiği, yeni bölgesel ittifakların kurulduğu, siyasi ve ekonomik arenanın yeniden şekillendiği bir dönemeçten geçtiğine işaret eden Nebati, bu yeni dönemde Türkiye’nin küresel arenada daha fazla söz sahibi olabilmesi için beşeri sermayeyi, jeostratejik konumu ve diğer rekabetçi avantajları azami düzeyde kullanabilecekleri adımlar atmaya devam ettiklerini bildirdi.


YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.